Zihnin İyileşmesi: Akıl Sağlığı, Duygular ve Hayal Gücü Hakkında Bir Bakış Açısı
Zihinsel sağlık sorunları yaşayan kişiler, zihinlerinin, duygularının ya da hayal güçlerinin doğuştan kötü veya iyileştirilemez olduğuna inanabilirler. Oysa bunlar, Tanrı’nın sizi yaratırken size verdiği parçalardır. Tanrı, bunları iyileştirmek, yenilemek ve kendi yüceliği için kullanmak istiyor.
DERS
6/1/20252 min oku
Zihinsel sağlıkla mücadele ettiğimizde, bazı yalanlara inanmak kolay hale gelebilir. Örneğin, sanrılar yaşayan biri, düşüncelerinden korkmaya başlayabilir ve genel olarak düşünmenin kötü olduğuna inanabilir. Görüler gören veya sesler duyan biri, hayal gücünden korkmayı ya da ondan nefret etmeyi öğrenebilir. Aynı şekilde, duygu durum bozukluğu yaşayan biri, duygularından hoşlanmamaya başlayabilir ve duygulara sahip olmanın bir zayıflık ya da lanet olduğuna inanabilir.
Ancak gerçek şu ki, zihnimiz, duygularımız, bedenimiz, hayal gücümüz ve hatta sezgilerimiz hem iyi hem de kötü şekilde kullanılabilir.
“Sevinçli yürek yüzü güldürür,
Ama kederli yürek insanı ezer.”
— Süleyman’ın Özdeyişleri 15:13
Bu ayet bize şunu hatırlatır: Düşmüş doğamız nedeniyle yüreğimiz her zaman olması gerektiği gibi çalışmasa da, bu onun tamamen olumsuz olduğu anlamına gelmez.
Öte yandan, yine düşmüş doğamız nedeniyle yüreğimiz her zaman olumlu şekilde de çalışmaz. Bu önemli bir derstir; çünkü psikoz yaşayan kişiler, düşüncelerine o kadar inanabilirler ki, düşündükleri her şeye güvenmeye başlarlar. Aklın bu şekilde aşırı yüceltilmesi büyük bir sorun haline gelebilir. Benzer şekilde, manik bir durumda olan biri, yükselmiş ruh halinin başkalarına zarar verebileceğinin farkında olmayabilir. Tıpkı depresyonda olan bir kişinin umutsuzluk duygularını sorgulamayıp onları gerçek olarak kabul etmesi gibi.
Bu da bize uçlarda düşünmenin tehlikesini gösterir. Bu yüzden ayırt edebilmek çok önemlidir:
– Duygularım ne zaman bana yardımcı oluyor, ne zaman zarar veriyor?
– Düşüncelerim doğru mu, yoksa çarpıtılmış mı?
– Hayal gücüm sağlıklı bir şekilde mi işliyor, yoksa değil mi?
Bu soruların cevapları için ayırt etme yetisine ihtiyacımız var. Bu yeti, kutsallaşma sürecimizin bir parçasıdır. Mesih’e daha çok benzemeye başladığımız bu süreçte, Tanrı’ya dua edip bilgelik ve rehberlik istemek hayati önem taşır.
“Rab, iyi olanı bana göster ve neden iyi olduğunu açıkla.”
“Rab, kötü olanı bana göster ve neden kötü olduğunu açıkla.”
“Rab, beni iyi olana yönelt amma kötüden beni uzaklaştır.”
Bu şekilde dua ederek, Tanrı’yı gerçekliğimizin, ahlakımızın ve bütünlüğümüzün nihai yargıcı yaparız. Bu, en başından beri yalnızca O’nun yerine getirmesi gereken bir roldür — bizim değil.
Bu yazı sana yumuşak bir hatırlatma olsun: Düşüncelerin, duyguların ve hayal gücün senin düşmanın değildir. Bunlar, Tanrı’nın iyileştirmek, yenilemek ve kendi yüceliği için kullanmak istediği senin parçalarındır.
Üzerinde Düşünülecek Kutsal Kitap Ayetleri:
“Bu çağın gidişine uymayın. Tersine, Tanrı’nın iyi, beğendiği ve yetkin isteğinin ne olduğunu ayırdedebilmeniz için düşüncenizin yenilenmesiyle değişin.”
- Romalılar 12:1–2
“Tanrı’nın her kavrayışı aşan esenliği, Mesih İsa aracılığıyla yüreklerinizi ve düşüncelerinizi koruyacaktır.”
- Filipililer 4:7
“Rabbimiz İsa Mesih’in Tanrısı, yüce Baba, size bilgelik ve kendisini tanıma ruhunu versin. Yüreklerinizin gözleri aydınlansın ki, O’nun çağrısından doğan umudu, kutsallara verdiği yüce mirasın yüceliğini bilesiniz.”
- Efesliler 1:17–18